aynı ve başka - eski ve yeni.

 

    Aynı sokakta oturuyorduk, o biraz aşağıya doğru bense ona kıyasla daha yukarı kısma yakın. Yakındık ama bi' o kadar da uzak. Neyse işte, pekte önemi kalmadı.

     Belki aynı anda evden çıkıyor, anahtarımızı aldık mı diye aynı anda ceplerimizi kontrol ediyorduk. Başka insanların yanına aynı yolları kullanıp gidiyorduk.

    Aynı olan bi' çok şeyin sonucu başka kavramına çıkıyor, aynı olan vücutlarımız başka vücutların yanında var oluyor, aynı olan cümlelerimiz başka insanlara sarf ediliyordu neyse işte, pekte önemi kalmadı. Başka kavramını b'aşka çeviremedikten sonra ...

    Eski ve yeni gibi aslında aynı ve başka, eski alışılmıştır konfor alanıdır, mutlu olduğun ve bildiğindir, kötü de olsa senindir, sensindir. Yeni ise bana hep korkutucu gelmiştir, tedirginlik ve bilinmezliktir, huzursuzluk verebilir, korkutabilir, seni başarısız kılabilir daha nicesini buraya ekleyebilirim. Biraz düşünürsek bu 4 kavramın birbirinden çokta farklı da gelmiyor di mi kulağa ? Aynı, güven dolu; başka tedirginlikten ibaret.

   Ama ne derler hep? Yeniliklere açık olmak gerek. Eskiden vazgeçmekten, bırakmaktan korkmamak lazımmış, yeni her zaman kötü olmazmış. -mış -mış -mış! Ama hep derler, hiç es vermeden hep derler. Sana bakmazlar mesela hiç, gerçekten anlamaya çalışmazlar. Hep yüzeyde gözüken şeyler hakkında bi'şeyler derler. Bi susamadınız gerçekten, susmayıp benim de siz gibi dememi beklediniz, yenilikçi düşüncenize hemen alışmamı beklediniz.  Biriniz kolumdan tuttu çekti beni, biriniz bacaklarımdan, biriniz saçımdan. Hem dememi beklediniz hem de ağzımı o kirli ellerinizle sımsıkı kapattınız. Ne istediğinizi siz de bilemediniz, varlığınızın tek sonucu zarardı. Eskiden çekip alıcam, yeniyi tattırıcam derken arafa mahkum ettiniz. Karanlık, sessiz, soğuk, boşluk. Ne yeninin ışığı var burda ne eskinin konforu.

     Eskisiniz siz ama artık aynı değilsiniz maalesef ki. Diyeceksiniz ki bi-iki paragraf önce eski ve aynı kavramlarının aynı kapıya çıktığını sen söyledin, böyle bi cümle çelişki içermiyor mu ? İçeriyor, beni anlamanızı beklemiyorum, çelişkilerimle savaşmanızı da, sadece susun ve ne yapmam gerektiğini artık söylemeyin, çünkü siz ne derseniz diyin ben yapmıyorum. Kirli dudaklarınızdan çıkan sözcüklerle benim alışılmış ''aynı'' kavramımı kirletmeyin, sadece susun lütfen.

   Teşekkür etmek isterim beni o arafa koyan herkese, dolu dolu teşekkür ederim. En çokta kendime aslında, istikrarlı bi şekilde hep yanlış kararları vermiş olma durumuma çok müteşekkirim tabi. Ne der Öyküm Deniz Aydınlı ? ''Bazı hatalar, bazen hatalar.'' Başta kendimi, sonra hepinizi affediyorum. Hepiniz özgür ve temiz ruhlarsınız gözümde, kötü anılarla kirletilmemiş güzel ruhlar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bağımlılık-sihirli değnek- karanlık

küçüğüm, ben geldim.

hayat Mathilda gibi.