küçüğüm, ben geldim.





 Merhaba küçüğüm, (yazının şarkısına tıklayarak gidebilirsiniz)


  Benim, sen. Gelecek hakkında seninle konuşmaya geldim, biliyorum sıkılırsın belki de dikkatin dağılır ama dinle beni olur mu ?

      Çok canını yakıcaklar küçüğüm, 7’den 70’e herkes yakıcak senin canını, herkes mutlaka bir kez üzücek seni. Kimisini affedebileceksin, kimisine bi ömür kırgın kalıcaksın.


      İlerde seni kötü bilicekler küçüğüm, bırak öyle bilsinler. Ne düşündükleri umrunda olmasın, hep mutlu olacağın şeyler yap. Pişman da ol, pişman da et. Her şeyi yaşa ve yaşat benim güzel güçlü kızım. Ama her şeyin sonunda başını yastığa koyduğun zaman huzurunu hisset. Sev ama bağlanma küçüğüm, çok sev hatta sevmek çok güzel, mutlu et çevrendekileri, mutlulukları ile mutlu olmayı öğren. Eh ama ipin ucunu kaçırma unutma onları mutlu etmek senin görevin değil, şu dünyada benim gözümde en çok sen mutlu olmayı hakediyorsun.


      Öğren, tek başına kalmayı öğren, bunu yüzüne söylesem küçücük gözlerin, kocaman gamzelerinle dersin ki bilmiyor muyuz zaten, biliyoruz küçüğüm, biliyoruz tabi. Biz hep yalnızdık, birlikte ama yalnız. Fakat bahsettiğim şey tam olarak o değil. Kalbinin ritmini değiştiren her duygudan uzak dur, tadında yaşa her şeyi, sonunda dört duvar içinde dizlerini kendine çekmiş bir biçimde oturup göz yaşını gizleme, evet biz hep gizledik göz yaşımızı, ama artık sen gizleme. Bundandır sana öğren demem küçüğüm, lütfen dinle beni.


      Sanma büyüyünce o küçük omuzlarındaki yükler zannettiğin gibi geçip gidicek, o yükler yaşınla beraber büyüyecek, kurtulamayacaksın. Özür dilerim, dost acı söyler.


      Elimde olsa o minik ellerinden ben tutarım senin, o göz yaşlarını silmekten kurumayan minik avuçlarından tutar, sarmalarım. Sorucaksın şimdi senin avuçların kuruyor mu diye, hayır küçüğüm maalesef ki hayır.

      Sadece seni değil bu yaşıma geldim beni de çok üzüyorlar, üzmek istemediklerini söyleyip üzüyorlar, üzdüklerinden haberleri olmadan üzüyorlar, üzüyorlar işte, kal orda asla büyüme. Çünkü büyüdükçe garip bi şekilde tahammülün daha da azalıyor, daha da güçsüz hissediyorsun kendini, imkanın varsa gelme buraya. Hatta imkanın varsa beni de al yanına, birlikte üzülelim küçüğüm, çünkü bu zamanda o zamanda ki gibi güvenecek kimsemiz yok, birbirimize sarılmamız lazım, düştükçe kaldırabilmemiz lazım, çünkü benim senden başka sığınacak bi limanım kalmadı, küçük kollarına, büyük yüreğine ihtiyacım var. Artık ancak seninle güvende hissedebilirim.


      Diceksin şimdi nerden çıktı bana seslenmek, çok saçma gelicek belki ama içimde artık yaşadığını hissedemiyorum, varlığını hissedemiyorum. Eskiden hep orda olurdun küçük utangaç kız çocuğum benim, yoksun, çocuk ruhum yoksun, lütfen geri gel. 


      Benim en çok sana ihtiyacım var, lütfen küçüğüm ben seninle bir bütünüm. Beni büyümek zorunda bırakma. 


      Seni çok özledim çocuk ruhum, kendimi çok özledim. Koş gel bana olur mu bi’tanem, benliğim.


      Gördüğüm ilk yerde kucaklıycam seni, tek bi beden oluncaya kadar bırakmıycam ve söz veriyorum, o ellerini hep ben tutucam. Her zaman  senin için ben burda olucam.

Şimdilik elveda küçüğüm, çabuk gel olur mu ?



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bağımlılık-sihirli değnek- karanlık

hayat Mathilda gibi.